Online Veteriner Psikoloji Görüşmesi

Tüm dünyayı ve yakın zamanda ülkemizi de etkisi alan Corona Virus salgını nedeniyle, hem hayvanlarımızın sağlığını hem de insan sağlığının korumak ve riske atmamak nedeniyle Vetterapist Veteriner Davranış Ekibi olarak yeni bir duyuruya kadar görüşmelerimizi online olarak devam ettirme kararı aldık.

Online görüşmeler, psikolojik tedavilerin içinde her daim var olan bir sistemdir. Tedavilerde bazen ilk seçenek olarak dahi kullanılmaktadır. AVMA(Amerika Veteriner Hekimler Birliği), AVBA(Amerika Veteriner Davranış Birliği) gibi kuruluşlar bazı veteriner davranış tedavisinde online terapilerin geçerliliğin %100 olduğunu hem daha önceden hem de bu süreçte belirtmiştir.

Bilimsel olarak geçerliliği kabul görmüş ve tüm dünyada uygulanan bu sistemi, 20.02.2020 itibariyle biz de faaliyete geçirdiğimizi ve ilk randevuları 23.03.2020 pazartesi günü alacağımızı sizlere duyurmak istedik.

Bu süreçte hayvanlarımızın da bizler gibi rutinleri değişiyor, onları ev ortamında nasıl rahatlatacağınız, davranış sorunlarıyla nasıl başa çıkacağınızı, eğitim ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağını, 4 aylıktan küçük köpeklerin hassas döneminin nasıl olması gerektiği, saldırganlıklar, ayrılık kaygıları, havlama sorunları, idrar bozuklukları vs vs gibi devam eden terapiler ve yeni terapi almak isteyen hem kedi hem de köpek sahipleri için online terapi hakkında hem randevu hem de bilgi almak, bize 0543 934 1443, vetterapistonline@gmail.com ve veteriner psikoloji ön değerlendirme formlarını kullanarak ulaşabilirsiniz.

Sağlıklı günler dileriz.

Gökhan DURUKAN

Veteriner Hekim, Veteriner Davranış Uzmanı

Elektrikli Tasmalar Yasaklandı!!!

İskoçya’da elektrikli tasmalar ve spreyli tasmaların yasaklanmasının ardından İngiltere’de de elektrikli ve sprey tasmalarının yasaklandığı açıklandı. Bu girişim özellikle köpekler için olumlu pekiştireçlerin kullanılarak, elektrikli tasmalar nedeniyle bozulan refah koşullarında iyileşme sağlanması amaçlanmaktadır.

Elektrikli Tasmalar Nasıl Çalışıyor?

Elektrikli tasmalarda, elektrik iletkenliği olan bir malzeme köpeğin boyun bölgesine, yani beyinden çıkan tüm sinir yapılara, nefes ve soluk borusuna, bununla birlikte bölgedeki kas doku etrafındaki bölgede tasmadan gelen elektrik akımını ileterek çalışmaktadır.

Elektrikli Tasmalar Hayvanları Nasıl Etkiliyor?

Avrupa Klinik Etoloji Birliği elektrikli tasmalar konusunda şu noktalara değiniyor.

-Şok tasmalarının oluşturacağı ağrı seviyesini tespit etmek zordur, çünkü ağrı seviyesi köpeğin deri nem seviyesine, yağ miktarına, tüy yapısına ve uzunluğuna, canlının ağrı eşiğine bağlı olarak aynı elektrik gücü farklı köpeklerde farklı ağrı şiddeti oluşturabilir. Kullanılan cihazın güvensizliğine ve canlılarda kontrolsüz ağrı oluşturmasına neden olmaktadır.

-Çok yüksek seviyede elektrik akımı(şok) kullanımı, korku, ağrı, saldırganlık, fobi ve yüksek stres oluşturarak köpekte öğrenmeyi engeller.

-Düşük seviyede kullanılan elektrik akımı(şok) ise köpekte duyarsızlaşmaya neden olarak, etkisiz kalır.

-Köpek elektrik akımı(şok) ile etrafındaki durumları, hatta eğitmeni ya da diğer köpek, insanı eşleştirerek istenmeyen öğrenmelere ve koşullamalara yol açabilir.

-İstenmeyen davranış ve elektrik akımı(şok) arasında duruma göre değişen zamanlama gereklidir ve zamanlama doğru ve uygun değilse, korkutucu veya saldırgan davranışlara yol açması muhtemeldir; şok tasmasını kullanan birçok kişi eğitimsizdir ve olumsuz, istenmeyen sonuçlar yaratma riski yüksektir.

Keyfi ya da hatalı kullanım ihtimali içermesi nedeniyle de elektrikli tasmalar, hayvan istismarı olarak da görülmektedir.

Elektrikli Tasmalar Köpeklerde Davranışsal ve Duygusal Nasıl Sonuçlar Oluşturur?

1.Tükrük kortizolünde bir stres cevabını gösteren bir artış
2.Kalp hızında bir artış
3.Yanma hissi, fiziksel yanıklar ve cilt hasarı
4.Strese bağlı davranışlar; aşırı stres davranışları, viyaklama, dilde uyuşma, kuyruk pozisyonunun düşmesi ve donma davranışı

“Cezalandırma eğitimi yöntemleri(elektrikli tasmalar, fiziksel ve psikolojik şiddet, boğma ve dikenli tasmalar, spreyli tasmalar, ses veren tasmalar gibi), saldırganlık, korku, kaygı ve istenmeyen davranış risklerini artırırken, insan-köpek ilişkileri, köpeklerin refahı ve köpek-insan bağlılığını olumsuz etkiliyor”

Cezalandırma sisteminde, istenmeyen bir davranış sonrasında, kaçındırıcı sonuçlar(elektrikli tasma kullanımı, tekme, nefessiz bırakan boğma tasma, dikenli tasma, acı sprey gibi) köpeğe uygulanır ve istenmeyen davranış bittiğinde bu sonuçlarda ortamdan kaybolur ta ki bir sonraki istenmeyen davranış oluşana kadar”

Köpekler Nasıl Eğitilmeli?

Köpekler olumlu duygular içeren uygulamalar ile eğitilmelidir.

Köpeğinizle nasıl iletişim kuracağınızı öğrenmek, köpeğiniz dahil tüm bireyler için olumlu bir deneyim olmalıdır. Zarar vermeyen bir köpek davranış uygulayıcısı, siz ve köpeğiniz arasında yaşam boyu süren, güvene dayalı bir ilişki yaratma yolculuğunuzda size gerçekten yardımcı olabilir. Davranış sorunları olan bir köpeği kabul ettiyseniz veya köpeğinizin davranışı endişelendiğiniz noktaya kadar yükseldiyse, bir veteriner davranışçıyla temasa geçmek en iyisidir.

Davranışçı veteriner hekimler, olumlu pekiştireçle, davranış eğitimi kullanarak kapsamlı davranışsal değişiklik protokolleri oluşturabilir. ESVCE(Avrupa Klinik Etoloji Birliği)’nin belirttiği gibi, “köpeklerde elektrikli tasma kullanımını haklı çıkaracak güçlü bir kanıt yoktur. Aksine, bunları asla kullanmamak için birçok neden var ve daha iyi eğitim seçenekleri vardır.” Bilimsel araştırmanın gözden geçirilmesi, elektronik tasmaların köpek eğitiminde kullanılmasının risk olduğunu ve yasaklanma zamanının geldiğini söylüyor.

Özetle:

Olumlu pekiştirici davranış eğitimi, köpeğinizde istenen davranışları teşvik etmek için çok küçük boyutlu davranışlar, sözlü övgü ve şefkat kullanan çok daha iyi bir seçenektir.

Fakat, bunu nasıl yapacağını bilmeyen kişiler, köpeklerinize karşı lider olmanızı, onları disipline etmenizi ve cezaya dayalı eğitimi sizlere açıklamadan köpeğinize uygulayabilirler, lütfen bu konuda köpeğinize iyi bir hayat sunmaya çalışırken ona zarar vereceğinizi ve işleri daha da kötüye çevireceğinizi yukarıda saydığımız nedenlerle unutmayın.

                    Sevgiler.

Uzman Veteriner Hekim (DVM, BVSc)
Veteriner Davranış Uzmanı (MSc)
           Gökhan DURUKAN

Evcil Hayvanlarda Tuvalet İle ilgili Efsane ve Gerçekler

Evde yaşayan hayvanların davranış ya da psikolojik bozukluklarında ortak semptomlardan biri uygunsuz yere idrar ya da dışkı yapmaktır.

Bir çok insan kedisiyle köpeğiyle problem yaşadığında onlara ceza vermek ya da protesto etmek için bu davranışlarınpablo (66) ortaya çıktığını düşünüyor.

Çünkü çoğu görüşmede, kedi-köpek bakan insanlar, beni protesto ediyor, beni cezalandırıyor diye şikayetlerini dile getiriyor.

Doğru bir davranış anamnezi ile, tuvalet sorunun köpekler için hiçbir şekilde doğru öğretilemediği ve bu öğretilememe ile birlikte ciddi istismar yaşandığı görülebilir. İstismardan kastımız, su ya da yemeğin kısıtlanmasından, fiziksel ya da psikolojik şiddete kadar varabilir.

Köpeklere doğru tuvaletin öğretilmesi, doğru tuvalet zemini ve tuvalet tutabilme süresinin uzatılması ve hatta komut ile tuvalet davranışının bağdaştılrılmasına dayandırılmalıdır. Bunları doğru bir şekilde yapmadan köpeğinizin tuvaletini tutamıyor olmasından şikayet edemezsiniz. Bunlara ek olarak köpekler ortalama 5 aylık olana kadar gelişimsel olarak idrarlarını, 3,5 aylık süreye kadar da dışkılarını tutamamaları normaldir.

Kedilerde ise,tuvalet için kumlu eşelenmesi uygun bir alan doğal olarak tuvalet ihtiyacı için uygundur yani, kedinize ev içinde ulaşabileceği, kedi için uygun olan içinde kum bulunan bir alan tuvalet doğru yapılması için uygun olacaktır.

Tuvalet yanlış yapılıyorsa;

Mutlaka öncelikle medikal sebepler araştırılmalı, örneğin, merkezi sinir sistemi hastalıkları, medula spinaliste anomali ya da travmaya bağlı anatomik bozuklukları, idrar kesesi(vesica urineria)’nın otonom çalışmasını sağlayacak kas ve sinir gruplarından anatomik bozukluklar, penis, vagina anatomik bozuklukları, metabolik hastalıklar, tiroid hormon düzensizlikleri, insulin hormon bozuklukları, cushing sendromu vb.

Bazı ilaçların kullanımı da idrar oluşumunu arttırarak tuvalet sorunları oluşturabilir.

Bu durumlardan şüphelenildiğinde, davranış ve psikolojik muayene sonrası, medikal tetkikler gerekebilir.

Protesto ya da ceza neden hatalı veya yanlıştır.

Çünkü idrar kesesinin boşaltılması merkezi sinir sisteminin frontal korteksi ile denetlenmektedir, yani gönderilen sinirsel uyarım hem otonom sinir sistemi ile hem de uygun koşullarda bilinçle meydana gelmektedir.

Frontal korteksin çalışmasının bozulduğu, zihinsel işlevlerin karışıklaştığı durumlarda, ki bu durumlar, anksiyete(kaygı) bozuklukları, stres bozuklukları, korku/fobi ve kronik depresyon hallerinde, köpek zihinsel işlevsizlik(CCD) hastalığında (demans benzeri yaşlılık dönemlerinde oluşan bir hastalık), kedilerde yine yaşlılık dönemlerinde, zihin kontrolünün azaldığı ya da ortadan kalktığı durumlarda tuvalet sorunlarının oluştuğu bilinmektedir.

Duygu durum bozuklukları nedeniyle tuvaletini doğru yer ve zamanda yapamayan bir canlı, ne siz kızdınız diye sizi protesto ediyordur, ne de evden gidiyorsunuz diye cezalandırıyordur.

Tek sorunu yaşadığı duygusal karmaşadır.

İnsanlar bu tuvalet sorununa körükle yaklaşıp, kızıp, bağırıp, fiziksel şiddet uygulayıp yani hayvanın burnunu idrara/dışkıya yaklaştırmaktan fiziksel darp etmeye varacak tüm davranışlarda, onun duygu durumunu daha da sorun yaşatacak karmaşaya ulaştırıyoruz.

Bazı durumlarda da canlılar, algı sorunları yaşayarak, bu davranışların insandan ilgi anlamına geldiğini öğrenebilir, hatalı tuvalet eylemini de insandan ilgi almak için sürdürebilir.

Unutulmamalıdır ki, insanla hayvanın yaşadığı ilk sorunlar tuvaletle başlayıp, perçinlenip, etkileşimleri bozulmaktadır. İstismar vakalarının çoğunluğunun temelinde ilk istismarlar hatalı tuvalet ile başlayarak devam etmektedir.

Doğru bir tuvalet düzeni veya bozulan düzenin yeniden kurulumu için google’dan, forumlardan, komşulardan uzak durup, bu konuda modern ve bilimsel bilgilere doğru kaynak ve veteriner hekimleriniz vasıtasıyla ulaşmaya çalışınız.

Veteriner Hekim(DVM), Veteriner Davranış Uzmanı(MSc)

Gökhan DURUKAN

Davranış Sorunu Yaşayan Köpekler Erken Ölüyor!

İngiliz araştırmacı Boyd ve arkadaşlarının 2018 yılında Animal Welfare akademik dergisinde yer alan çalışmalarına göre, davranış sorunu yaşayan köpeklerin erken öldükleri belirtildi.

Davranış bozuklukları ve bu bozuklukların profesyonel olmayan kişilerce çözüm

shutterstock_91175882

yöntemleri nedeniyle köpeklerin refah ve psikolojileri bozulmaktadır. Özellikle kaygı(anksiyete), korku-fobi gibi duygu durum bozukluklarında ve köpeğin doğal davranışlarının bilinmemesi nedeniyle doğal davranışlarının kontrolünde

aversif(kaçındırıcı) ceza yöntemlerinin kullanılması, köpeklerde bu davranışları ortaya çıkartan motivasyonları, yani nedenleri üzerinde durumu daha da kötüleştirici etkiye neden olmakta ve böylece köpeklerin sorunlarını arttırmaktadır. Artan sorunlar neticesinde çoğu köpek terk edilmekte ya da çözümsüz kalınarak ötenazi uygulanmaktadır.

Araştırmada 3 yaş altı köpeklerde davranış bozukluğu ile oluşan ölüm oranları diğerlerinden %33 daha fazladır.

Davranış sorunları nedeniyle ölen köpeklerde, ev değiştirme oranı %12 yani 10 köpekten biri düzelir umuduyla yeni bir eve gönderilmişti.

Ölüm oranları en çok saldırganlık %54 ve kontrolsüzlük nedeniyle oluşan trafik kazaları %39.(1)

Araştırmaya ek olarak, yoğun stres, kaygı ve korku problemleri sadece davranışları etkilememektedir. Bu duyguların ortaya çıkmasında fizyolojik değişiklikler de önemli rol oynamaktadır.

Stres-kaygı bozukluklarında ve depresyonda, yüksek kortizol ve adre

nalin salınımı nedeniyle, kalp-damar hastalıkları, tip 2 diyabet(şeker hastalığı), köpek zihinsel işlevsizlik(köpek demansı), böbrek işlev bozuklukları, mide-bağırsak hastalıkları(ülser, kolit), alerji sorunları, solunum yolu ve immun sistem(bağışık) sorunlarına bağlı infeksiyöz hastalıklara bağlı kronik hastalıklar ve ölüm riski artmaktadır.(2)

Kaynak:

1-Boyd ve ark. (2018), Mortality resulting from undesirable behaviours in dogs aged under three years attending primary-care veterinary practices in England, Animal Welfare, Volume 27, Number 3, 1 August 2018, pp. 251-262(12)

2-Durukan (2018), İnsan-Köpek Etkileşimi: Evcilleştirme, Sosyal Yapı, Zihin ve Davranış Bozuklukları, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Ensitüsü,

Davranış Tedavisi ile Eğitim Arasındaki Farklar

Aileler köpek ya da kedilerinde davranışsal herhangi bir sorun gözlemlediklerinde, eğitim ile bu sorunların çözüleceğini düşünürler, insanları daha rahat anlayabileceğiniz için her aşamada insanda olsa ne yapılır bu konuda örnek vererek anlatacağım. Davranışsal bir sorun yaşadığımızda eğitimle çare aramak, saldıran, öfkelenen, sinirlenen, elini kolunu ısıran, bağıran bir insanı, öğretmene ya da antronöre götürmekten farkı yok. Öğretmen bir çok sınavda çok iyi derece yapmış, hayatı boyunca hiç sinirlenmemiş, saldırmamış, çok efendi bir çocuk yetiştirmiş olabilir. Antrenör farklı branşlarda çok başarılı ve efendi, saygılı birey yetiştirmiş olabilir ya da komşumuz çok iyi çocuklara sahip olabilir ve hatta arada başka komşu çocuklarına da bakıyor olabilir fakat sorun yaşayan insanın çözüm noktası klinik psikolog ya da psikiyatristdir.

Eğitimde sadece belirli komutların, davranış kalıplarının ne şartla olursa olsun yapılması istenir, bunun için yarışmalar yapılır, kurslar verilir, sertifikalar dağıtılır, eğitimde başarılardan sonra köpeklerin ya da kedilerin akıbeti konusunda takip, kontrol, bu eğitimle hayvanın psikolojisi etkilenmiş mi bakılmaz. Davranış tedavisinde, davranış belirli fizyolojik ve/veya psikolojik durumların sonucudur. Sonuca müdahale etmek sadece ailelerin isteklerini yerine getirirken, hayvanların fizyolojik ya da psikolojik durumlarında herhangi bir değişime yol açmayacaktır. Bu da soruna neden olan durumu değiştirmek yerine üstün körü ortaya çıkan sorunu görünmez hale getirecektir.

Örneklemek gerekirse, bir canavar var, ondan korkuyorsunuz, etrafınız da sizin bu canavardan korkmanız nedeniyle sizin ağlama, bağırma, sinme ve uykudan uyanma davranışlarınzdan şikayetçi, bu davranışların ortadan kalkmasını istiyor. Farklı teknikler kullanarak, canavarı gördüğünüzde, düşündüğünüzde ya da birini canavar zannettiğinizde, ağlıyorsunuz ve biri gelip sizin nefesiniz kesiyor, vuruyor, elektrik veriyor ya da üzerinize su atıyor(bunlardan birini yapıyor), siz artık canavarı gördüğünüzde ağlamayı bağırmayı bırakabilirsiniz, fakat korkunuz geçmeyeceği gibi idrar kaçırabilirsiniz, ne zaman canavar ortaya çıkacak diye endişelenebilirsiniz, canavarı düşününce titreyebilirsiniz, elinizi falan ısırır kendinizi rahatlatmaya çalışırsınız, canavar gelmesin diye içinizden 1000e kadar sayarsınız, etrafınızda dönersiniz vs, etrafınızdakilerin rahatsızlığı ortadan kalkacaktır fakat siz hala canavardan korkuyorsunuz hatta sorunlarınız da arttı…

Burada çözüm canavardan korkunuzu bitirme ya da azaltmaya yönelik duygu ve beyninizdeki algıyı canavardan korkmamaya yönelik değiştirerek, canavar gördüğünüzde bağırmama, ağlamama, sinmeme, uykudan uyanmama vs gibi ortaya çıkan davranışlarınızın ortaya çıkmasını ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır.

Davranış problemi yaşayan bir hayvanın, psikolojik/psikiyatrik sağlığının bozuk olması da kaçınılmazdır. Eğitimle bu sorun aşılamaz.

Eğitim çoğunlukla sahiplerin/bakım sağlayan kişilerin isteklerini öncelik alırken, davranış tedavisinde özne ‘’hayvan’’dır. Öncelik hayvanın psikolojik ve fizyolojik sağlıdır. Çünkü hekimin de öncelikli görevi budur. Bu sağlığı bozacak her türlü girişim hem mesleği etik açısından yanlış hem de hayvan sağlığı açısından kabul edilemez düzeyde yanlıştır.

Bu davranış tedavi yöntemleri fizyoloji, psikoloji,biyokimya, farmakoloji(ilaç bilimi), dahiliye, cerrahi vs gibi hekimlik ve psikoloji konusunda akademik bilgi ile harmanlanarak oluşturulan bilgiler kullanılarak sonuca  ulaştırılır.

Bu davranış tedavisi yöntemleri ancak, hekimlik ve/veya psikoloji alanında akademik eğitim almış kişiler tarafından uygulanabilir(ülkemizde hayvanlara tedavi yetkisi sadece veteriner hekimlere verilmiştir), çünkü hayvan demek duyguları, zihni, düşüncesi, hissi olan canlılardır, onları makine gibi değiştirmeye çalışmak doğru olmaz.

Hayvanların ülkemizde bir malzeme olarak görülüp, değersizleştirilip, profesyonel yardım almalarının önlenmesi ancak hayvanlara bakan kişilerin bilinçlenmesi ve doğru bilgilerle donanması ile olacaktır.

Tüm canlılara sağlıklar dilerim…

 

Veteriner Hekim – Hayvan Davranış Uzmanı

Gökhan DURUKAN